TBMM tarafından kabul edilen ve Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulan anayasa değişiklikleri konusunda açıklamada bulunan Türkiye Barolar Birliği Genel Kurul Delegesi Av.Rıdvan Erdoğan 1982 anayasasının bütünüyle değiştirilmesi gerektiğini ifade etti.
AKP iktidarının anayasa değişikliğini Avrupa Birliği’ni memnun etme gayretiyle ve küreselci bir yaklaşımla ele aldığını iddia eden Erdoğan açıklamasında şu görüşlere yer verdi. “Türkiye’de milletin değerlerini özümseyen,milletin ruh ve mana köküne uygun olan,milli ve manevi değerler sistemimiz ile çatışmayan sivil ve demokratik bir anayasaya ihtiyaç bulunduğu hususunda akıl ve vicdan sahibi herkes ortak kanaat sahibidir.AKP tarafından hazırlanan ve TBMM tarafından kabul edilen anayasa değişiklik paketinin bu ihtiyaca cevap vermediği ve pek çok yönüyle eksik olduğu hususunda kamuoyunda genel kanaat bulunmaktadır.Hükümetin bu çalışmaları yürütürken AB ile bir kısım dış odakları memnun etme gayretiyle ve küreselci bir yaklaşımla hareket etmesi halkımız tarafından hoş karşılanmamıştır.
Bugün gelinen noktada iktidara ve siyasi partilerimize düşen görev, 1982 darbe anayasasının tamamıyla değiştirilmesi ve yeni baştan sivil bir anayasa yapılması için elbirliğiyle çalışma başlatmaktır. Bu çerçevede hazırlanacak olan yeni anayasa , Türk Milleti’nin kültür değerlerine ve normlarına uygun olmalı, Türkiye’nin jeopolitik ve jeostratejik şartları ve konumu ile uygunluk arzetmeli,Türk Milleti’nin kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriyle çelişmemelidir.Ülkemizde bugüne kadar yürürlüğe giren anayasaların, insanımızın milli kültür değerleriyle ve örf adetleriyle uzlaşma aranmaksızın dayatmacı bir anlayışla hazırlandığı açıktır.Bugüne kadar hazırlanan anayasalar milletimizin kendi iç dinamiklerinden ve özünden hareket edilerek hazırlanmadığı için millet vicdanında yer bulamamış ve kalıcı olamamıştır.
Türk kimliğini yok sayan,Türk Kültür ve Medeniyeti’ni görmezden gelen, milli ve manevi değerler sistemimize yabancı olan, Türk Milleti’nin bilinen 5000 yıllık tarihi içindeki sosyal ve kültürel birikimi yansıtmayan ,küresel endişelerle dış odakları memnun etmek amacıyla hazırlanan anayasa metinlerinin kalıcı olamayacağı ve zaman içinde yeni tartışmalara sebep olacağı hususu bugüne kadar yaşanan tarihi tecrübeler ile ortaya çıkmıştır.Tarih ve sosyoloji bilimi tepeden inme yöntemlerle uygulamaya konulan yasaların gelişen süreç içinde milletin iç dinamikleriyle çatışma içine girdiğini ve devlet mekanizması ile milletin kültürel yapısını karşı karşıya getirdiğini göstermektedir.Son dönemde ülkemizde yaşanan anayasa tartışmaları da bunu teyit etmektedir.
Bu nedenle bundan sonraki süreçte geçmiş tecrübelerden ders alınarak harekete edilmeli ve 1982 anayasasının tamamını değiştirmek üzere çalışma başlatılmalıdır.Avrupa Birliği’ni ve bir kısım dış odakları memnun etme çabasından vazgeçilerek milletin değerlerini esas alan,milletin ruh ve mana köküne uygun olan bir anayasa metni mutlaka ortaya çıkarılmalıdır.Bu çerçevede Cumhurbaşkanı’nın öncülüğünde iktidar ve muhalefet partileri acilen toplanarak işbirliği içine girmeli, başta üniversite çevreleri ve barolar olmak üzere sivil toplum örgütlerinin,meslek teşekküllerinin,topluma yön veren ilim adamlarının ve kanaat önderlerinin sunacakları anayasa tekliflerinin ciddi biçimde ele alınmalı ve değerlendirilmelidir.”