BALIK BAŞTAN KOKAR
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu MADDE 287
Yetkili hakim ve savcı kararı olmaksızın, kişiyi genital muayeneye gönderen veya bu muayeneyi yapan fail hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Yasa böyle emrediyor.
Ne için mi?
Karabüknethaber’de okumuşsunuzdur.
Olayın detayına girmeyeceğiz.
Mahkeme olanca ihtimamı göstermiş ceza en alt sınırdan.
Maddeleri hatırlatalım istedik TCK 287 den ve alt sınırdan ceza, yine TCK 61’i işletmiş.
TCK 61 de aynen:
“Madde 61 - (1) Hâkim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.
(2) Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır.
(3) Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hâllerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz.
(4) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hâllerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.
(5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.
(6) Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmî takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adlî para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez.
(7) Kanunda açıkça yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne eksiltilebilir, ne de değiştirilebilir.”
Sonra 62. Madde de işletilmiş;
“Madde 62 - (1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.”
Memuriyetle ilgili yasaklar da getirilmiş.
Bakıyorsunuz dosyalarında bu bilgiler yok.
Terfi teklif ediliyor.
Bilenler vekil olarak atanmalarını istiyor.
Muhtemelen siyaset devrede.
Sonuç garabet.
Vali Yardımcısı yanıltılmış.
Anladığımız kadarı ile Vali’nin dosyalardan ve cezalardan haberi yok.
Olay basına yansıyınca sormayın paniği.
Boşuna dememişler “Balık baştan kokar.”
Bakalım sorumlulara ne olacak?
Yaptıkları yanlarına kar mı kalacak?
İYİ YÖNETİLİYORUZ DİYEBİLİRMİYİZ?
Karabük Milletvekili M. Ali Şahin’in gündeme getirmesi ile Cumayanı su konusu gündeme geldi.
Partisinin istişare toplantısında yanıltıldığından bahisle bürokratları haşlayan Şahin’in bu çıkışı epey tantana kopardı.
Bizde konuyu irdeleyen bir yazı yazdık.
Vali Yardımcısı Abidin Ünsal ile konuyu uzunlamasına konuştuk.
Konunun devam etmekte olan bir mahkemeden kaynaklı olarak uzadığını anlattı ve özel idareden geçmiş elektrik borçlarının ödendiğini anlattı.
Köylülerden toplanan su paralarının elektrik dağıtım şirketine ödenmemesinden dolayı sorunun yaşandığını söyledi.
Haklı olabilirler.
Haklıdırlar da.
Herkes aldığı hizmetin karşılığını ödeyecek ödemeli.
Burada hem fikiriz.
Takıldığımız, iktidarın milletvekilinin yanlış bilgilendirilmesi.
Valilere, Milletvekillerine kim neden yanlış bilgiler verir ki?
Bilmezler mi ki “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar”?
Yine yönetim şekline gelelim.
Birileri, birilerini yanıltabiliyorsa iyi yönetiliyoruz diyebilir miyiz?
YA O GÜNLER YA YENİDEN YAŞANIRSA?
Yenice’de neler oluyor, dere kenarları kimin diye sormuştuk.
Belediye Başkanı Zeki Çaylı konu ile ilgili bilgilendirme yapmış.
Biz zaten inşaat ruhsatının kendisinden önceki dönemde verildiğini ifade etmiştik.
Anlayamadığımız konu ile ilgili şikayetlerden sonra DDY ve DSİ’ye görüş sorulması idi.
Sanırız oralardan da olumlu cevaplar gelmiş.
Şikayetler olmadan bu sorulamazmı idi?
Biz o binayı yıkık gördüğümüzde içimiz cız etmişti?
Ya o günler yeniden yaşanırsa?
KIRMIZILI KADIN TUZLUĞU
Havalar bir hayli sıcak gidiyor.
Gündem de öyle.
Planladığımız yazıların çoğunu ertelemek zorunda kalıyoruz.
Şimdiden not koyalım da kendimizi bağlayalım.
Önümüzdeki günlerde iptal edilen bir ihaleyi anlatacağız.
“BERBERİS THUBERGII AT. KIRMIZILI KADIN TUZLUĞU” nu şimdiden ip ucu olarak verelim.
Kardemir’in Sinterden saldığı ve şehri boğan tozu anlatacağız.
Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi projesi ile ilgili açıklamayı bekleyeceğiz.
Asıl görevi kalkındırma olan ajansın ahbap çavuş ilişkileri ve turistik gezileri notlarımız arasında.
Zaman çok.